15 Şubat 2010 Pazartesi

None


Bu sabah pek felaket uyandım.
Sanırım uzun süredir ilk defa bu kadar her hangi bi şeye özlem içinde uyandım.
14 şubat'a denk gelmesi ise tamamen ayrı bi ilginçlik.
İster alışkanlık diyin ister başka bişi ama ben bi sevdiceğimin olmasını özledim.
Bu gece rüyamda bununla alakalı bişi gördüm zaten.
Çok mutluydum ben rüyamda. Her ne kadar 'O'nu tanımasam da..

Bu sefer bi şarkı yok. Erasmus ekibinden kalan bi şiir var,

Amor é fogo que arde sem se ver;
É ferida que dói e não se sente;
É um contentamento descontente;
É dor que desatina sem doer;

É um não querer mais que bem querer;
É solitário andar por entre a gente;
É nunca contentar-se de contente;
É cuidar que se ganha em se perder;

É querer estar preso por vontade;
É servir a quem vence, o vencedor;
É ter com quem nos mata lealdade.

Mas como causar pode seu favor
Nos corações humanos amizade,
Se tão contrário a si é o mesmo Amor?"


Luis de Camoes



"Dostum" un da dediği gibi "İnsan sadece rüyalarında mutlu olurmuş."


(fotoğraf'ın alakası, yukardaki şiirin şairi olmakta kendisi :)

2 yorum:

merocici dedi ki...

Olivia da tanımıyorum diyodu, bak yanıbaşındaymış meğer..

Burak Elibol dedi ki...

Aslında rüyamdaki benim tanıdığım birisiydi, rüyamdaki hali değil..
Herkes Olivia kadar şanslı olamıyor demek ki..